walk

Telaffuz:  US [wɔk] UK [wɔːk]
  • v.Yürüyüş yürüyüş yürüme yürümek
  • n.Yürüyüş: yürüyüş, bir kaldırım yürüyüş
  • WebYürüme yürümek; yürüyüş
ambulate foot (it) hoof (it) leg (it) pad step traipse tread
v.
1.
bir ayağını diğerinin önüne koyarak ileriye taşımak için; bir ayağını diğerinin önüne koyarak belirli bir mesafe gitmek
2.
bir yerde biriyle sırayla yürüyerek emin olmak için güvenli bir şekilde yere ulaşmak gitmek
3.
bir tarafta ve diğer hareket ettirerek bir mobilya parçası gibi ağır bir nesneyi taşımak için
4.
kalıcı olarak işini bırakmak
5.
yok veya çalıntı olabilir
6.
yasal olarak özgürlüğünü bir suçtan yargılanıyor olduktan sonra verilecek
7.
Atıcı topu kötü dört kez attı çünkü beyzbolda, bir sürahi bir meyilli yürür, yoksa meyilli yürür, meyilli ilk aşamaya gider
8.
Basketbol oyununda seyahat etmek
n.
1.
yaptığınız yürüyerek kısa bir gezi; bir mesafe, ya da bir yerde yürümek için geçen süre miktarı; birisi yürür yolu
2.
bir yol ya da insanlar, özellikle hoş bir alan üzerinden yürüyüş yolu; bir yol boyunca biri ' s ot ya da genellikle insanların üzerinde yürümek sert malzemenin yapılan Bahçe
3.
bir olay insanların belirli bir mesafe yürümek ve onlara ne kadar onlar yürümek için para vermek için arkadaşlarına sor. Para sadaka verilir
4.
Beyzbolda, bir fırsat bir meyilli Atıcı topu kötü dört attı çünkü ilk aşamaya yürümeyi geldiğinde kez